14 Nisan 2009 Salı
11 Nisan 2009 Cumartesi
Kilo Verme Hakkında 10 soru 10 cevap

Kilo hakkında 10 soru 10 cevap
Kadın olmak kilo için risk oluşturuyor, çünkü hem metabolizma yavaş işliyor em de kadınlık hormonu östrojen yağ dokusu artışını hızlandırıyor. İşte kiloyla ilgili 10 soru ve uzmanların verdiği 10 yanıt.
Bir sorunu çözmek için öncelikle nedenlerini, yol açtığı hasan iyi bilmek gerekir. Yani düşmanı tanımadan onu yenmek mümkün dedir. Bu nedenle eğer fazla kilodan kınıyorsanız, öncelikle bu problemin bir profilini çıkarmakta yarar var. İşte kiloyla ilgili 10 soru ve uzmanla verdiği 10 yanıt.
1. Kilo fazlalığı nedir?
¦ Vücutta yağ dokusu oranının artması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Diğer bir ifadeyle kilo fazlalığı, vücutta aşırı miktarda yağ depolanmasıdır.
2. Normal bir vücutta ne oranda yağ bulunur?
¦ Erkeklerde yağ miktarı toplam vücut ağırlığının yüzde 12-15′i (yüzde 25′ini aşmamalı), kadınlarda yüzde 20-22’si (yüzde 30′u aşmamalı) kadardır.
3. Kilo fazlalığı ve şişmanlığın kadınlarda daha sık görülme nedenleri nelerdir?
¦ Gebelik sırasında alman kiloların bir kısmının doğumdan sonra vücutta kalması,
¦ Kadınlık hormonu östrojenin yağ dokusunu arttırıcı özelliği,
¦ Kadınların ev dışında fazla hareket etmemeleri, egzersiz yapmamaları,
¦ Kadınların metabolizma hızlarının erkeklere oranla daha düşük olması,
¦ Kadınlarda atıştırma eğiliminin fazlalığı ve ruhsal kaynaklı aşın yemenin ve tatlı-unlu tutkusunun daha çok olması.
4. Kilo fazlalığı ve şişmanlığın ölçümü yapılabiliyor mu?
¦ Kilo fazlalığı ve şişmanlığın birçok ölçüm metodu mevcuttur. En sık kullanılan ve anlaşılır olanları, Beden Kitle İndeksi (BKİ) ve bel çevresi ölçümüdür. BKİ şu formülle hesaplanır: BKİ = Vücut ağırlığı (kg) / Boy uzunluğunun karesi (m)
Örnek verecek olursak; Ayşe Hanım’ın ağırlığı 70 kg, boyu ise 1.60 m ise BKI’si, 70/1.60X1.60 = 70/2.56 = 27.34 kg/m’dir.
BKİ ve bel çevresi tüm dünyada aşağıdaki tablolardaki gibi sınıflanır:
BKİ
<18,5>80 >94 Kilolu
30-39,9Obez >80 >102 Obez
>40 Aşırı obez
5. Bel çevresi niçin önemli?
¦ Hangi kiloda olursanız olun karın bölgenizi çevreleyen yağ birikimi ve göbeklenme sorunu sizi sinsice bekleyen tıkayıcı bir koroner kalp hastalığının ilk habercisi olabilir. Karın çevresinde biriken yağlar kolaylıkla damarlarınızda dolaşan yağlara dönüşebilmekte, koroner damarları daraltmakta-tıkamakta, kalp krizlerine sebep olmaktadır.
6. Kilo fazlalığı ve şişman ebeveynlerin çocuklarının şişman olma olasılığı nedir?
¦ Anne ve babanın sadece biri şişmansa çocukların şişman olma olasılığı yüzde 40′tır. Anne ve babanın her ikisi de şişmansa çocuğun şişman olma olasılığı yüzde 80′dir.
7. Kilo fazlalığı ve şişmanlığın tedavisi mümkün mü?
¦ Kilo fazlalığı ve şişmanlığın tedavisi mümkündür. Tedavinin başarısı ise sizin elinizdedir. Bunun için: Tedaviyi kesinlikle istiyor olmalısınız. Durumunuza uygun, özel bir tedavi yürütmelisiniz. Bu da alanında uzman bir hekim, diyetisyen ve egzersiz danışmanıyla işbirliği yaparak mümkün. Doktorunuz tarafından size önerilen ilaç, diyet ve egzersiz programlarına harfiyen uymalısınız. Çözümün uzun süreli bir dikkat ve sabır, eğitim ve samimiyet gerektirdiğini hatırlamalısınız.
8. Zayıflamak için ne yapmalı?¦ Kilo fazlalığı ve şişmanlık sorununun yasam süresini kısaltan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlıksızlık hali olduğunu bilen biri olarak, size özel, yapınıza, yeteneklerinize ve yaşam biçiminize uygun, rahatlıkla uygulayabileceğiniz, sizi mutsuz değil mutlu edecek bir zayıflama programına katılmak için mutlaka bu konuda uzmanlaşmış bir merkeze başvurmalısınız.
9. Kilo fazlalığı ve şişmanlık hangi yaş grubunda daha sık görülür?
¦ Kilo fazlalığı ve şişmanlık her yaşta görülebilir. Şiş¬manlık yaşla orantılı olarak artar ve orta yaşlarda en üst düzeye ulaşır. 55 yaşından sonra yavaş yavaş azalır. Orta yaşlar yağlanma yaşıdır.
10. Diyet programları nasıl olmalıdır?
¦ Diyet programları kişiye özel olmalıdır. Hangi diyeti uygularsanız uygulayın, zayıflama diyetlerine başlamadan önce mutlaka bir tıbbi değerlendirmeden geçmenizde yarar var. Dikkatli bir bedensel ve ruhsal değerlendirme, bazı kan analizleri, özellikle hormonal değerlendirmeler, kan sekeriniz, karaciğer testleriniz, böbrek fonksiyonlarınız dikkatle incelenmeden hiçbir programa başlama cesareti göstermemelisiniz. Özellikle mevcut kilonuzun yüzde 3 ya da 5′inden fazlasını kaybetmeyi düşünüyorsanız bunu yapmalısınız. Diyet programınızı ve bedeninizde meydana gelen olumlu-olumsuz değişmeleri belirli aralıklarla doktorunuzun, diyet uzmanınız ve egzersiz danışmanlarınızın birlikte gözden geçirmesi gereklidir. Örneğin üç aylık bir zayıflama programından geçiyorsanız, birinci ay her hafta, ikinci ay iki haftada bir yeniden değerlendirilmeniz yararlı olur.
5 Nisan 2009 Pazar
Cildiniz kaç yaşında?
Beslenme alışkanlıklarınızın, yaşam tarzınızın ve genlerinizin cilt güzelliğinizde rolü oldukça önemli…
Genç cilt için…
Sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmanın sırrı yalnızca pahalı cilt bakım ürünlerini kullanmak değil elbette. Aşağıdaki maddeler erken cilt yaşlanmasını tetikleyen etkenler. Kalemi elinize alın ve küçük testimize başlayın!
Beslenme alışkanlıklarınızın, yaşam tarzınızın ve genlerinizin rolü oldukça önemli. Size uyan her alışkanlık ve koşul için kendinize 1 puan verin:
• Diyabet gibi kronik hastalıklar
• Osteopenia (düşük kemik yoğunluğu)
• Uzun süreli ilaç tedavisi
• Menopoz dönemi
• 40 yaşından önce cerrahi müdahaleyle menopoz
• Başarısız akne tedavisi geçmişi
• Başarısız rosacea( yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer deri hastalığı) tedavisi geçmişi
• Solgun, çilli bir cilt
• Gözenekli ya da benli bir cilt
• 35 yaş öncesinde fark edilir derin çizgiler
• Obezite
• Aşırı zayıflık
• Geçmişte zayıf beslenme
• Geçmişte aşırı abur cubur tüketimi
• Katkı maddesi içeren besinlerin aşırı tüketimi ve ya meyve –sebzenin az tüketimi
• Yağlı besinler tüketme
• Sigara kullanmak
• Pasif sigara içicisi olmak
• Aşırı alkol tüketmek
• Geçmişte aşırı spor yapmak
• Hareketsiz bir yaşam tarzı
• Stresli yaşam tarzı
• Kansere dönüşebilecek yaralar ve ya cilt kanseri
• Günde 6 saatten az uyumak
• Geçmişte aşırı miktarda güneş ışınlarına maruz kalma, bronzlaşamamak
• 20 yaş öncesinde su toplayacak şekilde güneş yanığı
• Nadiren güneş koruyucusu kullanmak
• Solaryuma girmek
• Yetersiz ve hijyenik olmayan cilt bakımı ya da nemlendirici kullanmamak
• Annenizin cildinin erken yaşlanmış olması
Sonuçlar:
Elde ettiğiniz puanları toplayın ve aşağıdaki sonuçlara göre cildinizin gerçek yaşını öğrenin
21’den 30’a kadar
Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 10 ekleyin. Ortaya çıkan bu yaş cildinizi ne kadar ihmal ettiğinizi ortaya koyuyor.
14’ten 20’ye
Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 6 ekleyin. Yeterli derecede sağlıklı bir yaşamınız olmasına rağmen, yaşam tarzınızda değiştirmeniz gereken bazı alışkanlıkların olduğu gerçek.
6’dan 13’e
Cildinizin gerçek yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 3 ekleyin. Gerçek yaşınız ve cilt yaşınız arasında çok fazla bir fark olmamasına karşın, bazı sağlık alışkanlıklarına yoğunlaşmayı ihmal etmeyin.
0’dan 5’e
Cildiniz gerçek yaşınıza eşit. Tebrikler! Sağlıklı yaşlanıyorsunuz ve cildiniz sağlıklı yaşamınızın bir aynası adeta.
Milliyet
14’ten 20’ye
Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 6 ekleyin. Yeterli derecede sağlıklı bir yaşamınız olmasına rağmen, yaşam tarzınızda değiştirmeniz gereken bazı alışkanlıkların olduğu gerçek.
6’dan 13’e
Cildinizin gerçek yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 3 ekleyin. Gerçek yaşınız ve cilt yaşınız arasında çok fazla bir fark olmamasına karşın, bazı sağlık alışkanlıklarına yoğunlaşmayı ihmal etmeyin.
0’dan 5’e
Cildiniz gerçek yaşınıza eşit. Tebrikler! Sağlıklı yaşlanıyorsunuz ve cildiniz sağlıklı yaşamınızın bir aynası adeta.
Milliyet
Kaç tane internet sitesi var?
İnternette şu an itibari ile kaç kaç internet sitesi var? Rakamlar aşağıda
İnternet siteleri büyük bir hızla artmaya devam ediyor.
Dünya çapında internet sitelerinin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Şubat ayında yapılan son istatistiklere göre 215 milyonu fazla site adeti, Mart ayında ortalama %4 artarak, 224.749.675′e ulaştı. Yani 1 ayda 9 milyon yeni websitesi yayın hayatına girdi. Bu artışın arkasında ise, Şubat ayında olduğu gibi, yine Çin’li blog servisi QQ var. QQ tek başına 8,9 milyon adet yeni web sitesini yayına sokulmasına yardımcı oldu ve toplam site adedini 29 milyona çıkarttı. Bu sırada Google’ın Blogger’ına ait sitelerin sayısı da 2,6 milyon adet düşüş yaşandı.
İnternetin genişlemesi, tüm kullanıcılar için olumlu bir haber. Daha fazla ve daha farklı içerik hemen herkesi memnun edecektir. Fakat asıl sorun her yeni açılan sitenin iyi niyetli olmaması. Message Labs’ın araştırmasına göre her gün zararlı yazılımlar dağıtmak amacıyla 2700 yeni web sitesi yayına giriyor. Aynı zamanda araştırmaya göre yaklaşık her 284 e-postadan biri virüs dağıtmak amacıyla gönderiliyor. İstenmeyen e-posta sayılarının da, web siteleri ile birlikte artış gösterdiği gözlendi.
Yaşlılıkta cinsel yaşam
Yaşlılıkta cinsel yaşam
“Cinsel yaşam gençken ne kadar sağlıklı ve aktifse yaşlılılta da öyle oluyor.”
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İzzet Koçak, “kişinin cinsel yaşamı genç erişkinlik döneminde ne kadar sağlıklı ve aktifse, yaşlılıktaki cinsel yaşamı da o kadar aktif olmaktadır” dedi.
Koçak, yaptığı açıklamada, cinselliğin doğumla başlayan, ölüme kadar süren temel bir insan ihtiyacı olduğunu belirtti.
Her yaşın cinselliğinin farklı olduğunu belirten Doç. Dr. Koçak, şöyle konuştu:
“Sağlıklı bir yaşlıda cinselliğin olmadığını ya da olmaması gerektiğini düşünmek, yemek yemenin, uyumanın yaşlılıkta gereksiz olduğunu düşünmek gibidir. İnsan yaşamında yeri olan böyle bir olguyu yaşlılar için yok saymak gerçekçi değildir. Yaşlılıkta cinselliğin boyutları farklıdır. Cinsel birleşme bu yaşlarda artık üreme amaçlı yaşanmaz. Yaşlılıkta cinsellik, daha çok birlikte rahatlama, gevşeme ve haz paylaşma amacına yönelik olarak kişilerin birbirlerine karşı sevgi ve bağlılıklarını ifade etmelerinin bir aracı olabilir.”
Genç erişkinlik dönemindeki cinsellik önemli
İleri yaşlarda tüm bedensel işlevler gibi cinsel işlevlerde de fizyolojik değişiklikler olduğunu vurgulayan Koçak, bu değişiklikleri bilmeyen ya da kabul edemeyen kişiler için çeşitli cinsel sorunlar ve doyumsuzlukların ortaya çıkabildiğini belirtti.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, erkeklerin cinsel açıdan uyarılmaları için gereken sürenin uzadığını, sertleşmenin ortaya çıkışının daha çok zaman aldığını, kadınlarda ise östrojen hormonundaki azalmaya bağlı olarak vajinadaki kayganlığın azaldığını ve ciltte incelmelerin ortaya çıktığını aktaran Koçak, şöyle devam etti:
“Kişinin cinsel yaşamı genç erişkinlik döneminde ne kadar sağlıklı ve aktifse, yaşlılıktaki cinsel yaşamı da o kadar aktif olmaktadır. Fiziksel çekicilik azaldığında cinsel yaşamın da biteceğini sanılmamalı, sağlıklı ve güvenli bir ilişkide cinsel doyuma ulaşmanın tek yolunun da cinsel birleşmeden ibaret olduğu düşünülmemelidir. Yaşlılıkta ortaya çıkabilecek fiziksel cinsel sorunlar yumuşaklık, sevecenlik, güven ve tanışıklık sayesinde kolayca aşılabilir.”
İleri yaşlarda cinsel etkinliğin ortadan kalkmasının nedeninin genellikle cinsel bir partnerin (eş) yokluğu ya da araya giren fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklar olduğunun altını çizen Koçak, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, iltihaplar, cinsiyet hormonları yetersizliği, romatizma gibi kronik fiziksel hastalıklar, tansiyon ve depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla sigara ve alkolün cinsel sağlıkta bozukluklara yol açabildiğini söyledi.
Yaşlandıkça cinsel isteksizlik olabilir
Bazen yaşlıların, kaybolmayan cinsel ilgileri nedeniyle sıkıntı, utangaçlık ve suçluluk duyabildiklerini, cinsellikle ilgili doğal ilgileri ile toplumun kendilerinden beklediği cinsellikten uzak, ciddi ve güvenilir davranışlar arasında çatışma yaşayabildiklerini vurgulayan Koçak, şunları kaydetti:
“Yaşlıların cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmede desteğe, cinsel istek ve aktivitenin sağlıklı yaşlanmanın bir gereği olduğunu bilmeye, yaşla oluşan fizyolojik değişiklikleri ve cinsel davranışını etkileyen hastalık ve tedavileri tartışmaya ihtiyaçları vardır. Yaşlandıkça cinsel isteksizlik olabilir. Bu normal bir durumdur.
Önemli olan yaşlılık döneminin kendine özgü bir cinselliği taşıyabileceğini bilmek ve kabullenmektir. Cinsel doyum ilişki sıklığından çok, cinselliğin sevgi ve şefkat, dokunma, birlikte yatma gibi boyutlarının ön plana geçmesine izin vermekle mümkün olabilecektir.”
www.gercekgundem.com